bakın şimdi…
bazı şeylere inanılmaz “gıpta” ediyorum.
ve, bu gıpta “erişilmez” bir diyar.
hani, çalışmak çabalamakla veya elde etmek için koşturmakla alakalı değil.
varoluşsal bir durum.
beni kıskanç biri de sanmayın sakın.
ben birinin elindekine kolay kolay özenmem.
ama, gıpta ettiğim her şeyle gurur duyuyorum.
mesela…
bu melodiye gıpta ediyorum.
dinleyin bir…
https://open.spotify.com/…si=mxzus7pxr8oiyj7yed3ynw
bu melodiyi oluşturabilen bir zihne gıpta ediyorum!
uçsuz bucaksız, milyonlarca kez gezdiğim sokaklarda yürütüyor bu melodi beni…
sonsuzca çiçek kokularının içinde dolaştırıyor.
bir zihinden parmak uçlarına geçen bu düşünce haline gıpta ediyorum!
mesela, ben bazı sabahlar zihnimde melodiler duyarak uyanıyorum.
uyku ile uyanıklık arası bir yerde.
bazen de inanılmaz güzel renkli sahneler görüyorum.
resmedebilsem ya da o melodiyi unutmadan çalabilecek kabiliyette olsam…
işte bunların hiçbiri yok bende.
işte bu yüzden bu iki yeteneğe sahiplere çok gıpta ediyorum.
ve bir yandan da çok teşekkür, bolca teşekkür.