%100 polyester parlak pembe gömlek. tam olarak şöyle bir şeydi:
görseldurun lan, hikayesini de anlatayım da canınız sıkıldığında özelden makara yapın benimle...
yıl
2005 falan... yaş 20. bizim ajanstakilerle toplandık eğlenmeye gideceğiz diye. gittiğimiz yer de
bakırköy marina anasını satayım. bilen bilir; türkü barların, üçüncü sınıf pop şarkıcılarının cirit attığı yerdir bakırköy sahilyolu mekanları. biz de işte pop müzik dinleriz,
serdar ortaç şarkılarıyla coşarız gibisinden girdik mekanlardan birine...
şimdi
z kuşağı bana ''ıyy pop mu kıro!'' diyecek ama öyle değil.! 2000'lerin başından bahsediyoruz. o. zaman böyle
deep house,
elektronik,
trip hop falan yaygın değil. en marjinalimiz
rockçı ile
metalci... biz de pop kanadındayız...
neyse, ben bu gömlekle mekana giriş yaptım, gözler üzerimde... meğer o dönem bakırköy eğlence kültürü için gayet itibar gösterilen bir şeymiş bu gömlek. şık olmanın gereğiymiş... ben bi ara ''çok mu iddialı oldu lan'' desem de saçları falan da jöleleyince baya bildiğin
ebru gündeş klibinde oynayan esmer mankenlere döndüm.
eğlenen grup içerisinde en küçük yaştakilerden biri de benim. yani o dönem masada 30'luk 40'lık abilerimiz de var. ama nedense grubun alfasını ben sanıyorlar. adamlar da mevzuya bozuluyor ama çaktırmıyorlar. asjkfjkf. neyse.
garson geliyor, kulağıma eğilip ''abi gömleği nereden aldın?'' diyor.
konsomatris ablalar yanında müşteri olmasına rağmen kaş göz yapıyor...
ekipte çok samimi olmadığım suratsız ama bir o kadar da afet
muhasebeci kız hayran bakışlarıyla gözlerini fal taşı gibi açmış beni seyrediyor...
mekanın solisti olan
fatih ürek tipli şarkıcı pistte herkes dans ederken bir anda aramıza karışıyor ve gömleğin yakasını tutup etiketine bakarak ''hım güzelmiş'' diyor...
ulan diyorum olay oldu bizim
pembe gömlek...
sabaha karşı
ıslak -
terli ayrılıyoruz mekandan şu gömlekle... after olarak
üsküdar'a
sabah kahvaltısı yapmaya gidiyoruz geceden kalma ekiple... tabi kahvaltıda da üzerimde yinebu gömlek. sabah güneşiyle birlikte daha da parlıyor...:)
börekçi çırağı bordo önlüğü ile kıymalı börekleri servis ederken şöyle bir bakakalıyor gömleğe . lan diyorum yeter, sikecem gömleğinizi. bakmayın artık... derken sonrasında nihayete erdiriyoruz mevzuyu. gömleği de bir daha giymemek üzere dolaba kaldırıyorum.
işin tuhafı, aradan
16 sene geçmiş, hala da evde o gömlek! annem yatakların altına falan sokuyor, bazen gardolapta görünüyor falan...
anneme ne zaman, ''at şunu artık çöpe, ya da ver birine'' desem de gülümsüyor ve ''he oğlum ya, her gördüğümde atacağım diyorum ama hep unutuyorum'' diyor .
sihirli midir, , kutsal mıdır , sahabe döneminden kalma mıdır çözemedim. çık artık hayatımdan
%100 polyester parlak pembe gömlek!