insanları gayet güzel olan, eski binalara sahip ve ankara'yı andıran şehir. 5 gün daha buralardayız bakalım.
balkanların kozmopolit ruhu, eski şehir sokakları, nehir kenarı kafeler… yürümek bile ayrı bir keyif.
beograd, yani beyaz şehir çeşitli dillerde sırbistan'ın başkenti belgrad'ın ilk anılma ismidir. ziyaret ettiğim dönemde, öncesinde epey methini duyduğum için olsa gerek, ufak bir beklenti burukluğu yaşadım. güzel detayları olan bir şehir olsa da adının anlamından ayrık, beyaz hiçbir duygu uyandırmayan bu şehir, bence gri balkan şehirlerinden biri daha. belki de bakış açısı deneyimleri şekillendirirken, şehrin acılı dokusunu görmeyi daha belirgin hale getirdiği için, savaş geçmişini ve kasvetini görmezden gelebilen bir tutumla algılamak mümkün olmadı bu kenti. bu yönden kardeşi saraybosna gibi biraz kanatları kırık bir şehir olarak kaldı gözümde.
yaklaşık 1 ay önce ziyaret ettiğim sırbistan'ın başkenti.
sokaklarında uzun uzun dolaşıp güzel grafiti fotoğrafları çektim. bir de bir otelin kafesinde canlı piyano performansıyla sırbistan'ın ulusal tatlısı moscow schnitte tatlısı yedim. vişneli olduğundan beğendim. ben ki vişneye bayılan bir insanım.
fotoğrafını çektiğim grafitiler:
görselgörselgörselgörsel