bugün itibarıyla 4.8'lik küçük bir, "müsaitseniz geliyoruz" gönderdi..

kim ne derse desin asla olmayacağına inandığım, istanbul'un kesinlikle hak etmediği son.

istanbul'daki carpik kentlesmeye, hatta carpik olmayanina da, sonsuza kadar dur diyebilecek ve o unutulmaz bogaz manzarasinin uzerine beyaz bir sayfa cekip ileride cocuklarimiza, goz alabildigine bos bir arazi gosterip, bak yavrum eskiden buralar hep istanbul'du dememize sebep olabilecek (bkz: keske olmasa) deprem afeti.

(bkz: ankaranin en cok sevilen yani)

istanbul ili dahilinde %5 nüfus kaybına yol açacak bir büyük felaket beklentisi

7.6 şiddetinde tek kırılma yerine 3 adet 7 şiddetinde kırılma gerçekleşirse hasarın daha büyük olacağı belirtiliyor. 50 milyar dolarlık bir zarar söz konusu olacağı varsayılıyor.

hiç beklemediğimiz bir anda gerçekleşip, genel istanbul nüfusunda olacağı gibi, sözlük yazarı sayısında da^* ciddi azalmalara sebep olabilecek deprem...

^*

celal şengör'ün bir jeolog olarak görmeyi umduğu, göreceğini tahmin ettiği ve 'muhteşem bir doğa olayı' olarak nitelendirdiği beklenen felaket.

içinde kendisi ile rahmetli aykut barka'nın da bulunduğu karamsar bir bilim adamı grubu bu depremin çok yıkıcı olacağını üzerinde fikir birliğine varmışlardır. üstelik celal şengör bu depremi 8 yıl içinde beklediğini belirterek daha da karamsar bir tablo çizmiştir.

bir de daha çok şener üşümezsoy'un dile getirdiği, söz konusu beklenen depremin daha az yıkıcı olacağını iddia eden bir görüş de bulunmaktadır. bu görüş pek sık dile getirilmemekte, basınımızda karamsar versiyon daha çok yer almaktadır.

her iki olasılıkta da yaşanacak depremin istanbul gibi kötü yapılaşmaya alışkın bir kentte büyük bir yıkıma yol açacağı açıktır. bu yıkımın -depremin tek getirisi olabilecek yönü- daha sonra sağlıklı bir kent planlamasını sağlaması biraz zor gözükmektedir. zira bu bizim doğamızda yoktur, zira istanbul'un en merkezi yeşil alanlarından birinin ortasına heyula gibi ucube bir yapının^* inşasına göz yumanlar, çeşitli yıkıcı depremlerde yaptıkları binalar yıkılan, buna karşın devletten hala ihale almaya devam eden müteahhitler de bizim aramızdan çıkmıştır.

depremden sonra da bu anlayışın değişmesi için gerekli koşullar mevcut değildir.

(bkz: türkiye'de deprem gerçeği) (bkz: 2011)

(bkz: telasa mahal yok uzun vadede hepimiz olecegiz)..

depremleri önceden belirleyebilecek bir teknoloji veya alet henüz varolmadığından şu gün olacak, şu kadar büyüklükte olacak, şurda olacak vs. gibi saptamalar yapmak ve bunları sanki %100 kesinmiş gibi, milyonlarca insanın okuduğu günlük gazetelerden duyurmak doğru bir davranış değildir. evet önceden tahmin çalışmaları mevcuttur ama bu çalışmalarda baz alınan yeraltı suyu sıcaklığındaki değişim, yeryüzünde gözlenen beklenmedik gaz çıkışları, ortalığı salyangoz basması, mikrodeprem sayısında artış gibi olaylar her zaman bir deprem olacağına delalet değildir. ayrıca fayın tek parçalı kırılacağı yolundaki tahminler de ne kadar güvenilirdir bilinmez. insanların, özellikle 17 ağustostan sonra, her deprem söylentisi çıktığında bir takım uzmanlardan kesin yer, büyüklük, tarih istemesi doğal karşılanabilir. bu yüzden öncelikle insanlara böyle bir teknolojinin henüz varolmadığı ama çalışmaların devam ettiği açık seçik anlatılmalıdır.