barışarock
Previous / Next (3) - Last Page (18)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

her sene hakkındaki gelişmeleri takip etmeme karşın hep son anda birşeyler çıkması nedeniyle ilk defa bu sene gittiğim ve hakkında daha önce aklıma gelmemiş olan önemli birşeyi farkettiğim organizasyon. kendini siyaset üzerinden ifade eden ve aktif olarak mücadele veren kişi ve yapılar tarafından emek verilip düzenlenen, ortaya çıkışı da örgütlenmesi anti kapitalizm, savaş karşıtlığı gibi mesajlar üzerinden gerçekleşen bir eylem aslı itibarıyla. aktif politikayı ve mücadeleyi soğuk bulan, ama muhalif tonlar taşıyan, kendini alternatif kimlikler üzerinden ifade eden ve bu anlamda sol bir potansiyel taşıyan uçsuz bucaksız bir gençlik kitlesiyle söz konusu mesajlar üzerinden buluşmanın belki de tek yolu olan rock müziği üzerinden başka hiçbir şekilde başarılamayacak olan birşey gerçekleşiyor bir anlamda o eylemde.. elbette ki sadece eğlenmeye, muhabbet ayağına gelmiş birçok insan da vardır, kendini solcu olarak tarif edenler arasında bile vardır. ama aynı anfilerde okuyup, aynı kantinin aynı masalarında çay içip ve hatta haberlere bakarken aynı şeylere küfretmesine karşın hiçbir ortak platformları olmamış, birbirinden korkan ve bir taraftan birbirini küçümseyen iki gençlik kitlesini bir araya getiriyor üstelik de oldukça poltik bir amaçla; bence sadece bu yüzden bile onurlandırılmaya değer bir organizasyon.
0 favorites - -
ışıl ışıl berrak gökyüzü altında, yemyeşil çimenlerin üstünde uzanmış müzik dinleyen o güzel güruhu düşündükçe iyi ki ordaymışız dedirten, özlenen festival.
2 favorites - -
sakıp sabancı'nın vip salonunda olup kıvırtamayacagı, organizasyonu daha amator, ses düzeni daha kötü, reklamı daha az, promosyonu olmayan, diğerinden daha ucuz olacak olan, hayatta bana sunulan tüm ürünler mükemmel olmalı diyenlerin gelmeyeceği, gelirse de eğlenemeyecegi etkinlik. istanbul kültür ve sanat vakfının, akbankın bilumum kalburüstü şirketin desteklemediği icin logolarının gözünüze sokulmayacağı etkinlik. nihayet kültür ve sanat ortamını tekeline alan finans şirketleri destekli zihniyete karşı bayrak açan etkinlik. şu kolayı içeçeksiniz, şu bankada hesabınız olacak, şu kitabı okuyacaksınız, şu grupları sizin için popüler yapıyoruz onunla eğleneceksiniz denemeyecek olanların festivali. amerikayla ilişkiler bozulacak, yabancı sermayeyi ürkütecegiz vs demeyecek olanların festivali.
0 favorites - -
cem karaca'nin vaktinde "burasi rock'n'bok degil, bari$a rock!" diyerek herkesi yardigi ve diger festivale yardirdigi festival.
0 favorites - -
"ulawn madem hem de bedavaya böyle bir organizasyon düzenleyebiliyordunuz ne diye bu kadar yıl boyunca bu ülkeye sahip çıkıp da birleşip yapmadınız bir adam gibi rock festivali? niye illa coca-cola bir şeyler yapana kadar beklediniz?" diye sordurtan olay.
0 favorites - -
sugababes ve dead kennedys'i aynı sahnede görmeyi midesi kaldıramayacaklar için güzel bir alternatif.
0 favorites - -
grathanich'in aciklamalarina istinaden turgut varol a$agidaki aciklamayi iletmi$tir:

"yüksek bir ahlaksal endişe kırılganlık peşi sıra şahin ussal kısırdöngü... barış yanlısı ve insancıl olması gereken, neden ahlakla özdeşleşme kısırdöngüsünde saldırgan olabilir göremediğini gösterelim.

eylem saldırgandır çünkü köle ahlakıdır "hayır" demesi köktendir. hayali bir intikamla kendini avutan böyle bir varlığın hınç duygusu kölelerin başkaldırısı; hınç duygusunun yaratıcı olması ve değerler doğurmasıyla başlar çünkü. ruhu şaşı bakan tini saklı yerler, gizli yoları arka kapıları seven bir heyecandır... bu açlık terbiyesidir kavrulan miden ömür törpüsüdür. mesele onursuz bir düşmana tahammülsüzlüktür... hınç duygusuna sahip bir insanın düşündüğü anlamda bir düşman şeytani olan şeytani bir düşmandır.kimsenin masum olmadığı açık… yeni kültürel paradigmasını geleneksizleşme, kopuş üzerine kuran bu toplum öncelik sırasını modernizm üzerine değil postmodernizm üzerine kurup, kültürü ancak geleneğin içinde kalmakla varsaymaktaysa sorun hepimiz üzerindedir toplumun herkesiminde dir.

düşman onursuzdur çünkü sömürür .onursuzdur çünkü kendince kabul edilebilir yaşam standartı insanı canlıyı değeri "adet-sayı" olarak gören bir travma dır.

hiç adet-sayı oldun mu?tuzluk gibi. asitli alkolsüz bir içeceğin pazarlanması için baban öldürüldü mü. mesele coca cola değil marketing.

eylem bu yüzden saldırgan düşman bu yüzden onursuzdur.bilinmesi gereken yöntemin ne kadar "ahlaklı" olduğu değil savunmanın kutsallığıdır.

özel olarak söylediklerine cevap vermek gerekirse "küfür veritabanı 90 mb" mışmışmış... sana bir soru marketing yüzünden ölen insan sayısı kaç mb yer tutar ? gb mi demeliydim? sol bir harekkette bir black metal gurubu neden yer alamaz? çünkü norveç teki gruplar faşist ırkçı(ikisi bence bütünleşti artık) nasyonal sosyalist savaşçı, ee israil deki black metal grupları da ibrahim tatlıses dinleyip arafat t-shirt ü giyiyor.21. yüzyıl anarşizmi potansiyel muhalefet yılmaz yıpranmaz sivil itaatsizliktir arkadaşım.amerikan emperyalizmine sivil itaatsizlik göstermek her metal gurubunun olası davranış biçimidir “black” sıfatı konuya en fazla "mistik" yaklaşmamızı sağlar başka bir şey değil.diyorsun ki “bu solcular eylem yapmasını da bilmiyor eğlenmesini de bilmiyor parktaki çiçekleri bile yoluyorlar yoksa polis onları dövmezdi”(öyle demiyorsun da ) bence bakışın konuya tümden geliyor(yani öyle diyorsun) nato zirvesinde iki koluna yapışmış 3 polisle giderken yüzüne biber gazı sıkılan lise öğretmeni de sadece ama sadece 2*2’nin dört olamayacağını ancak 4 e eşit olabileceğini kabul etmiş savunmuş ve yanmıştı.

pek tabi ki "yobazlık" modernlikten önce postmodernliği kültür travması şeklinde yaşayan toplumumuzda ciddi bir rahatsızlık. dinde ve diğer herhangi bir ideal yaşam biçimi yada felsefede yobazlık sivas’ta otel de yaktırıyor ülkücü diye kafada odun da kırdırtıyor kamusal alan iddiasıyla dinsel özgürlüğü de yasaklıyor(hocam erdoğan teziç'den hiç bu kadar ümitsiz olmamıştım).örnekler seni yanıltmasın hiç bir prospektüs hastalığa kesin çözüm vermez istisnaları her zaman kaideyi bozuyor.öğretilenler yanlış asgari müşterek bir yalan .keşke tanrı ben olsaydım...öğretirdim sana

ne güzel buyurmuş nietzsche "ruhu şaşı bakan, tini saklı yerler, gizli yoları arka kapıları seven bir heyecandır " mesele açlık terbiyesidir kavrulan miden ömür törpüsüdür kardeş mesele senin tabirinle kimin "ibne" olduğunda değil kimin "adet-sayı" olduğundadir.

sevgilerimle

barısarock festivaline katılan “tek” black metal grubu infected adına

r.tuğrul varol"
0 favorites - -
her karşı duruşun illa terörizm temasını da içermesi gerektiğine dair bulunmaz bir görüşün varlığına da işaret eden bir etkinlik..
yani neymiş; bir insan militarizme, homofobiye vs. karşıyım derken -aç parantez- teröre de karşıyım- kapat parantez- demeliymiş.. demezse barış yanlısı olduğu anlaşılmazmış..

ben de mesela aletli dalış sırasında zıpkınla balık avlayanları protesto ediyorum her fırsatta..
"solunum esnasında zıpkına hayır" derken bir parantez açıp (teröre de karşıyım ha, yanlış anlaşılma olmasın) mı demeliyim?
0 favorites - -
sonuncusunun üzerinden neredeyse bi sene geçmişken hakkında bişeyler yazmaya karar verdiğim festival.

aklıma geldiği şekilde gelişi güzel yazarsam eğer ilk olarak insanların pisliğini anımsıyorum. festival öncesi kendi çöpümüzü kendimiz toplayacağız dendi ama pek kimse bunu umursamadı. yemek yenen yerlerdeki masalar tepeleme çöple doldu, öyle bi alışmışız ki ortalığı biz kirletelim arkamızdan birileri toplasın, kendi pisliğimizi bile çöpe atmaktan aciz insanlar haline gelmişiz. ve dolaylı olarak da b.k içinde yaşamak koymaz olmuş. daha sonra ortalığın temizlenmesi istendiği zaman da binbir türlü bahaneyle yok efendim bilmemkim bana çıkıştı düzgün söyleseydi toplardım bahanelerinin arkasına sığınıp hiç bi işe bulaşmamaya çalışıldı. neyse o pislik görevliler ve festival ziyaretçileri tarafından bi şekilde toplandı her sabah, tabi yine aynı insanlar tarafından kirletilmek konusunda geri kalınmadı. oysaki düzgün istense kimse çöpünü bile atmayacak hatta herkes çöpüyle beraber tüketecek yiyeceğini içeceğini ama festival görevliler söylemeyi bilmiyor canım.

tabi pislik bununla da kalmıyor bi takım festivali destekleyen kuruluşlar/sendikalar da pisliğe katkıda bulunuyor. tamam el ilanlarınızı bi şekilde dağıtmaya çalışıyorsunuz ama en sonunda bu broşürleri havalara saçıp hepten ortalığı kirletmeniz mi lazım? açıkçası ne kadar merak edersem ediyim yerdeki üzerine basılmış broşürü de pek elime almak istemezdim herhalde. ha bi de oradaki parkın demirbaşı olan tabelalara da çıkması çok zor olan stickerları yapıştırdıkları zaman da nasıl bir zarar verdiklerinin farkında değiller miydi acaba?

pislik mevzumuzun diğer bir kısmı da tuvaletler. neyse buna artık pek bişey diyemeceğim o kadar insanın hacetini giderdiği yerden zaten ne hayır gelebilir ki diyerek bunu es geçiyorum.

eveeet şimdi çok heyecanlı bir noktaya geliyoruz. taburelerimizi ayarlıyıp hemen ne olacak bu gençliğin hali konulu oturumumuzu açıyorum. bi kere bu festivali insanlar gayet inanarak düzenliyor, birşeylere karşıt insanların buluşması, düşüncelerin paylaşılması bi yerde. ama oradaki kitle daha çok ortam yapmak peşinde, bi de aslında konseptide bildiklerinden evde bir takım şeyleri ezber etmişler, mesela bush diye pis bi adam varmış onla ilgili her tür karşıt düşünceyi dile getirmek mübahmış. "isyan, devrim" en sevdiklerimiz zaten. bi de şu an tam olarak kelimelere dökemiyorum ama resmen bi kayıp gençlik durumu var. böyle bir emoluğa özenilmiş parmaklar, gözler filan boyanmış (erkekler için söylüyorum). yani tamam dış görünüşe göre değerlendirmemek lazım ama bi kaçıyla aynı masada oturduk konuştuk da içleri de çok boş bu insanların. ayrıca hayatımda ilk kez bu kadar çok "abi" olarak tanımlanmışımdır -ki yaşımdan ufak göstermişimdir hayatım boyunca. hatta bi arkadaşıma "siz" diye bile hitap ederek saygıda kusuru hiç eksik etmediler. neyse bunlar önemsiz şeyler tabi. sebeplerini tam açıklayamasam da orda gördüğüm çok boş beleş bir gençlik geliyor, hepimize hayırlı uğurlu olsun.

bi de şu varki bu festivalde de pek bi modaydı paramız yok eve dönemiyoruz para verin söylemleri. bi çoğunu görmezden geldik, sonra iki kız vardı ufaktan neyse bunlar da yalan söylemez herhalde derken bi baktım elleri ağızlarında gülmemek için zor tutuyorlar kendilerini. yahu içki almak için para dilenecek kadar düştünüz mü? ya da gerçekten eve dönmek için para toplayan -pek sanmıyorum ama- bi kaç kişi varsa yani çok mu zor bi cebinize 1-2ytl bişey ayırmak yol için ve geri kalan harcamalarınızı buna göre yapmak, üç beş bira az içmek ya da.

neyse yazıyı yazarken sinirim geçti daha belki çok şey anlatabilirdim ama. bu yazı genel olarak katılanlarla ilgiliydi, festivali düzenleyenler ise ne olursa olsun hem amaç olarak, hem de içerik olarak çok güzel bi iş çıkarıyorlar. onun da dışında geçen sene nerdeyse 3 gün boyunca çok huzur dolduğum bi festival oldu bu. aynı huzuru bu sene de yakalamak üzere...
0 favorites - -
"karşı festival". karşı olmak iyidir güzeldir ama ayağında converselerle kahrolsun amerika diye bağıran bir kitle vardır ki insanın deli olmaması elde değildir zira barışarock'a katılanların %80e yakınında converse vardır ve ayaklarındaki ayakkabılarda bulunan yıldızın amerikan bayrağını simgelediğini ve nike gibi hardcore kapitalist bir amerikan firmasına ait olduğunu ya gerizekalılıklarından bilmiyolardı ya da daha kötüsü pişkinliklerinden görmezden geliyolardı.. yazık.. duyarlılık bu mudur.. bir kimliğe bürünüp kendini kanıtlamaya çalışan özenti gençliği biraraya getiren festival dersek özetlemiş oluruz heralde..
0 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (18)