wim wenders'in 1974 yapımı dram filmi. siyah beyaz filmler arasında en sevdiğim filmlerden bir tanesidir. film boyunca dönemin almanya'sı ve amerika'nın new york şehrinden muhteşem manzaralar var. özellikle otobüsün içindeki sahnelerde, bir yolculuk filmi olduğunun kanıtı olarak muhteşem silüetler geliyor insanın gözünün önüne.
yolculuk yapmayı ve fotoğraf çekmeyi seven her sinemaseverin kesinlikle izlemesi gereken, müzikleri ile de oldukça estetik olan, bütün ikili diyaloglarının içinin dolu dolu edebiyat ve psikoloji koktuğu muhteşem bir sinema eseri.
filmde o kadar sade ve derin diyaloglar var ki, izlerken yer yer sırıttım. tabii bunda fotoğraf çekmeyi seven biri olmamın da etkisi olabilir.
filmde çok hoşuma giden bir diyalog:
''-bu yüzden buraya geldin. böylece birisi seni ve gerçekte kendine anlattığın hikayelerini dinleyebilecekti.
-uzun vadede bu yeterli değil canım.
+doğru. fotoğraf çekmemin kanıtlamakla ilgisi var. fotoğrafın belirmesini beklerken, kendimi garip bir şekilde huzursuz hissediyorum.
+çektiğim fotoğrafı, gerçeğiyle karşılaştırmak için sabredemiyorum. ama karşılaştırmak bile beni sakinleştirmiyordu.
+fotoğraflar gerçeğinin yerini hiç tutmuyordu.
-burada kalamazsın.
+sanki kontrol ediliyormuşum gibi gitmeye devam ettim.
-sen gerçekten hayattan kopmuşsun. burada kalamazsın, anladın mı?
+sen ciddi misin?
-evet dostum. sana yardım edemem.
+ama seni rahatlatmak isterim.
+anlamıyorum.
-nasıl yaşandığını ben de anlamıyorum. kimse bana nasıl yaşanacağını öğretmedi.
-bu şehirde bir kavşağa geldiğinde,
-sanki...
-ormanda bir açıklığa gelmiş gibi olursun.''