real madrid kendisine karşı oynasa, kendisini 51 sayıda tutamaz. fenerbahçe kimsenin oynamak istemeyeceği dirençli, geçit vermeyen, savaşan, gerekirse ölen (sakatlanan, düşen, her topa atlayan) bir takım oldu. m.ö. 440 yılında, thermopylae savaşı'nda pers kuvvetlerinin komutanı xerxes, işgal ettiği topraklarda kral leonidas'a haber yollar ve teslim olmalarını söyler. leonidas'ın cevabı nettir; “molon labe!”-“gel ve onları al!” (götün yiyorsa, anlamı da çıkabilir). spartalılar, genel yunan entellektüellerinin aksine, fiziksel ve mental dayanıklılıkları ile ün salmıştır. fenerbahçe beko'nun oyuncuları da öyle. en zeki oyuncular değil belki, ama spartalıların kalkanlarını birleştirip ateş geçitlerini savunmaları gibi, arenada alan parselleyip, hücum takımına geçit vermiyorlar. biri geçilirse, diğeri yardıma koşuyor ve bunu savunmada geçirdikleri her 24 sn boyunca yapıyorlar. savunmadan aldıkları ivmeyi de geçiş hücumlarına taşıyorlar. modern arenada seyirci bu kahramanları ve savaşı izlemekten keyif alıyor. helal sana bu yollar fenerbahçe beko.

avrupa basketbolunda rakibi baskı altına almak için yuhlamak ve ıslıklamak gelenektir. partizan, panathinakos ve maccabi taraftarı iyi baskı yapar.

90'lı yıllardan efes - barça maçı. bu maç taraftar iyi baskı yapmış.
https://www.youtube.com/watch?v=qw52bjcr-s4

2016 fenerbahçe - madrid serisinde de taraftar harikaydı.
https://www.youtube.com/watch?v=-tkhyy95b9e

ömer onan röportajından:

idarecilik yaptığınız dönemde, 2015-16 sezonunda real madrid ile oynanan unutulmaz bir top 8 var. o günkü tribünü ve o organizasyona olan desteğinizi bilen birisiyim. o süreci bizlere anlatabilir misiniz?

onu oraya yaz, “bunların hepsi gizli bilgi, öyle kalması lazım” diye (gülüyor)… o zaman evet, bir operasyon çektik, doğrudur. şu vardı: o zaman dünya kupası’nda vuvuzela diye bir şey vardı, biliyorsun, bir borudan ses çıkartıyorlardı. bir real madrid deplasmanında bizi öyle bir bayılttılar ki, yani koç mola alıyor, birbirimizi duyamıyoruz, kafamızın arkasından öyle bir gürültü çıkartıyorlar ki, hiçbir şey duymuyoruz, molayı konuşamıyorduk… ve biz sorumluları uyardık, yani kimsenin yapacağı bir şey yok.

ondan sonra o zaman seride eşleşince, taraftarların benden isteği oldu. tabii o zaman kulüp yöneticilerinin haberi yoktu. ben bir sorumluluk aldım, sanayiden dörtlü, beşli korna aldık, onları gizledik. onun organizasyonunu yapmak bayağı ağır oldu ama ben o inisiyatifi kendim aldım, çünkü final-four oynamak istiyoruz ve yaptığımızda da bir şey yok. ondan sonra, tabii biz bu taraftan anlamıyorduk, o molalarda adamlar da biraz bayıldı ama hak ettiler, çünkü aynısını bize yapmışlardı. onların molalarını rahatsız etme açısından, o zaman yapılmıştı.

https://salontribunu.com/…-yasimda-tanisabilseydim/

sonuna kadar arkasında olduğum koçun artık seyirciler tarafından da destekleneceği maç olmuştur. takımın en önemli 2 yıldızı maça çıkmasın ve sen git ligin en iyi basketbol oynayan ekibini 51 sayıda tut. gerçekten inanılmaz. real madrid'i 70 sayıda bile tutmak büyük bir başarı bu arada.

(bkz: dünyanın en güzel takımı)

dün akşam 2 maç vardı aynı saatlerde, türkiye kupasında oynayan futbol takımı ve avrupa maçında oynayan basketbol takımı.

ikisi de kendi sahanda, seyirci sayıları malum, fenerbahçe aşkı işte küfür de etsen, sinirden deliye de dönsen futbol maçına da bakmadan duramıyorsun, son dakika faul oldu, kesin golü yeriz dedim ve tekrar hemen baskete döndüm.

3. çeyreğin ortalarında hala 17 sayı atmış bir real madrid vardı, bu tüm dünyada ilgi çekebilecek bir durumdur, bu öyle her maç her hafta karşımıza çıkabilecek bir şey değildir.

sezon başı koç koşarak asistan olmak için nba'a gittiğinde çok kızmıştık, takımı kurdun, istediklerini aldın ve tam sezon başlarken göt gibi bıraktın gittin diye, sonra bu kalıplı abi geldi (ismini yazmak zor), basketboldan anlamıyor bu adam, bula bula bunu mu buldunuz falan dedik, sezon başlamış, takımı kendisi kurmamış, kimseyi tanımıyorken adama basketbolu bilmiyor yaaaa dedik, biz dedik.

çünkü biz obradoviç görmüş taraftarız ve ben son maçlarda son milano maçında, dün oynanan maçta resmen o günleri hatırladım, o takım oyunu, o disiplinli oyun bana inanılmaz keyif verdi, helal olsun takıma, helal olsun koça.

kapatın futbol şubesini yeminle bu takım bize yeter ya.

2004 detroit pistons izler gibi izlediğim fenerbahçe beko'ya sahne olan maç. basketbolda takım tutmayan birisi olarak, takım tutma gereği hissetseydim 2004 detroit pistons takımını tutardım zaten. 40 dakika boyunca real madrid'e göz açtırmayan efsane bir savunma ve ligin en iyi takımını 51 sayıda tutma. büyük iş. de colo ve vesely takım oyununa takoz mu koyuyormuş sorularını sıklaştıran maç.

fenerbahçe basketbol tarihinin en gurur duyularak hatırlanacak maçlarından biriydi. takımın ortaya koyduğu yüreği takdir etmemek elde değil. bu gibi maçlardan sonra kazanmanın ya da kaybetmenin bir önemi kalmıyor. potayı dövdük resmen, çembere değmeyen kaç tane üçlük atıldı hatırlamıyorum. bu gibi maçlarda istatistik kağıdının hiçbir önemi kalmaz. çok güzel bir ruh gördük sahada. bu sezon nasıl biterse bitsin harika bir takım ortaya çıktı.

futbol takımının maçları için kombinem var ama sanırım sezonun kalanında basketbol tayfadayım artık

bazıları real madrid çok kaçırdı, ondan böyle oldu demiş. lan mevzu o zaten. fenerbahçe öyle bi savunma mücadelesi ortaya koydu ki rakibi tedirgin etti, ezberini bozdu, bildiklerini de unuttular. tam bi panik havasının içine girdiler. sergio lull 3, 4 kere falan tuğla gibi topu panyaya attı. koskoca real madrid ilk yarıda sadece 17 sayı atabildi lise basketbol takımı gibi. işin mükemmelliğiydi oydu yani. yoksa real madrid fenerbahçe'nin hiç yenmediği bi takım mı sanki?

dün akşam maçı izlerken bunu anlayamadıysanız bi daha basketbol izlemeyin bence.

ergin: not

herkes de colo ile vesely çiğnedi attı, arkadaşlar bu takım çok iyi savunma yapıyor, mücadele ediyor ama hücumda guduric dışında net bir skorer oyuncumuz yok, de colo ile vesely özellikle vesely döndüğünde bu takım çok daha iyi olacaktır zaten bu adamlar sakatlanmadan önce takım üst üste 4 galibiyet almıştı, bunlar sakatlandı takım iyi oynamaya başladı gibi bir durum yok ortada, iyi bir ivme yakalamıştı takım üzerine biraz daha koyup devam ediyor. size kalsa djordjevic koç değildi zaten
ilk real maçı sonrası hoca hakkında yazdıklarım
#129313806