yanlış şeyi boykot ediyorsunuz gençler. bu halin sorumlusu restoranlar değil. kim olduğunu bilirsiniz siz. gidin ona çemkirin.
maliyetin içinde sadece o ürünün market fiyatı mı var sanıyorsunuz? şimdi küçük bir hesap yapalım:
bugün bir çalışanın asgari ücreti 17.500 tl. sigortası yolu yemeği vs derken iş verene maliyet 25.000 tl. (asgari ücretle çalıştırdığınızı varsayalım)
bir işletmede 3 çalışan olsa 75.000 tl eder. ek olarak hiçbir aşçı asgari ücrete çalışmaz. 40-50.000 tl arası maaş ve sigorta yol yemekle 60.000 tl de o eder. (40.000'e çalışan aşçı bulmak imkansız ama maliyeti ucuz tutalım)
sadece çalışan ücreti aylık 135.000 tl. yani 7 gün boyunca çalışsanız her gün 4.500 tl kazanmalısınız ki sadece çalışan ücreti çıksın. hiçbir çalışan haftanın her günü aralıksız çalışmaz. haftada 1 gün tatil yapmak isterseniz, çalışan ücreti için günlük kazanmanız gereken para 5.192 tl.
mekan kirası: en az 25-30.000 tl. (büyükşehirlerde bu fiyata mekan kalmadı ama ucuzdan hesap ediyorum)
elektrik, su, doğal gaz, internet ve düzenli giderler 10.000 tl.
yemeksepeti, getir, trendyol direkt olarak her siparişin %20'sini alır.
bankalar kredi kartına %4 komisyon alır.
üzerine %18 vergi.
tüm bunların üzerine o gıdaların market fiyatı, yani sizin hesap ettiğiniz şey eklenir.
evet güzel kardeşim 100 gram döner etinin marketteki fiyatı 30 tl ve işletme onu 300'e satıyor. çünkü mecbur. her gün en az 20.000-25.000 tl ciro yapmalı ki kâr edebilsin ve işletme ayakta kalabilsin.
önünüze gelen yemeği sadece market fiyatıyla düşünürseniz böyle hatalar yaparsınız. işte kalem, işte kağıt, işte hesap makinesi, işte hendek, işte deve…
bence 20 21 nisanda yine heryer full çekecektir, bizim millet tüketim sevdasından vazgeçmez ve ayrıca orta direk üstü de haftasonu ne olursa olsun genelde dışarıda geçirir zamanı
bu işin sorumlusu derseniz elbette "sorumlu" restoranlar değil, ancak bu, restoranların krizden fırsat çıkarmak denen şeyin alasını yapmakta oldukları gerçeğini de değiştirmiyor.
çünkü örneğin personel maliyeti deyince devletin tüfe enflasyon oranlarına itimat ederek virgülüne kadar her zammı minimumda tutan şirketler iş diğer operasyonel maliyetler ve kar marjlarina gelince gayet de realist hale gelebiliyor. bu nedenle n'apsin onlar da işletmelerini koruyor naifliğinde olamıyorum maalesef, fiyatları maliyet giydirme olarak meşrulaştıranlara da dikkat edin, işletme finansmanı diye bir şey var o maliyetler artarken onları finanse edecek yedek kaynağı ya da gelir arttırıcı bir finansman ortamı yok da öyle bakkal hesabı yapıldığını zannetmenizi isterler çünkü.
uzun zamandır yemek konusunda evde yapabildiği her şeyi evde yiyen biriyim. küçüğü büyüğü olmaz herkes kendi bilincine göre doğru olanı yapmalı, destekliyorum.
ekonomiyi bu hale getirenleri protesto etmek yerine, restoran ve kafeleri hedef almak çok zekice bir hamle. tayyip bunu beğendi.
pazarcılar ve marketlerden sonra günah keçisi restoranlar olmuş belli ki. 2018'den beri mütemadiyen aşağı doğru giden ekonomik göstergelerden sonra bütün yükü esnaflara ve küçük çaplı şirketlere yüklemek yine gerçeği yok sayıp etrafından dolanmaktır.
boykot edilecekse akp ve saray ittifakı edilmelidir. bugünlerin tek gerçek sorumluları onlardır. binbir dertle ayakta kalmaya çalışan kafeler ve restoranlar değil. içlerinde şerefsiz yok mu, var tabii ki ama hepsini aynı kefeye koymak ne kadar doğru?
hedef saptırmayın, sorumluları protesto edelim.
edit: gelen mesajlar üzerine, dünyada ortalama menü fiyatı 15$ civarıdır, ana yemek - meşrubat ve yancısı şeklinde. ortalamayı buradan aldığımızda bir çok restoran olması gerekenin altında kalıyor, üstünde olanlar da var ama onlara zaten asgari ücretli gidemiyor. e bu durumda yine sorun restoranlarda olmuyor, alım gücünü düşüren iktidarda, ben böyle düşünüyorum. bu durumda saraya ve akp'ye gösterilmesi gereken tepkiyi restoranlara yönlendirmek yine suçluyu saklamak gibi geliyor bana.
biri de bana yazmış ne yapalım seçmen tepki verdi sandığa gitmedi şimdi sıra resotranlarda, ne istiyorsun, ne yapalım saraya gidip popomuza çakmak mı çakalım diye. bence restoranları boykot etmekten daha etkili bir eylem. şiddet yok saraya tepki var, mantıklı bir tepki bence.
boykottan kimi haberdar ediyorsam, epeydir istem dışı bu boykota katılım göstermekteyiz zati diye dönüş almaktayım.
yine de yapılmakta olan boykotun ses getireceğine inanıyorum. bir kahvehanenin çay fiyatlarına 50 kuruş artış getirmesiyle tüm köy halkı ortak hareket edip oraya gitmeyi bırakarak, fiyatın düşmesini sağlamışlardı. inancım tam.
en azından toplum olarak ortak hareket kültürünü bir nebze olsun taşıdığımızı birilerine göstermek amacıyla katılınması gereken eylemdir.
uygulansa bile 22 , 23 nisan’da cafe ve restoranlarda patlama yaparak sonuçlanmasından şüphe ettiğim boykot.
katıldığım boykot. uygun fiyatları olan dürüst esnafları da, tersine, ayırıp destekleyelim. binde bir gerçi. bir tanesi, göreme muhallebicisi , kurtuluş'ta. gidenler bilir. hem kalitede dorukta hem de fiyatları uygun. isteyen reklam desin , istanbul'da gördüğüm ender dürüst esnaflardan.
dar gelirliler tarafından uzun zamandır mecburen yapılan boykot.